Londra'da halen sürmekte olan Digital Shoreditch adlı girişimci ve yaratıcı yetenek festivalinde, video reklam teknolojileri firması Unruly'nin Ürün Direktörü Cat Jones, sık sık karşımıza çıkan viral video mitlerini yıkan bir sunum gerçekleştirmiş. Bunu yaparken de Unruly'nin elindeki 430 milyar video görüntüleme verisini kullanmış. Bu mitlerin neler olduğuna biz de bir bakalım:

Mit 1- Hangi Videoların Viral Olacağını Kestirmek İmkansızdır

Bu mitin varoluş sebebi, viral hale gelen videoların neden viral hale geldiğinin pazarlama ve reklam sektörleri tarafından net anlaşılamamasıdır. Halbuki viral hale gelen videoların belirli özellikleri tespit edilebilir ve Unruly'nin ShareRank algoritması hangi videoların viral hale geleceğini yüksek bir doğruluk oranıyla tahmin edebiliyor.

Unruly'ye göre, yoğun duygusal tepkiye yol açan ve sosyal motivasyon sağlayan (yani insanlara videoyu paylaşmak için bir sebep veren) içerikler, paylaşılmaya en müsait içerikler. Yani insanlar bir içeriğe duygusal tepki verebilirler, ama acaba bu içeriği yayan kişi olmak isterler mi, içerik hazırlarken bunun üzerine de düşünülmesi gerekiyor.

Mit 2- İçeriğin Komik Olması Gerekir

İnsanları güldüren içerikler çok paylaşılsa da, komik olmayan içeriğe sahip ve çok paylaşılan çok sayıda video içerik de mevcut. Komiklik, bir videonun viral hale gelmesinin tek şartı değil. Bir de mizah algısı kişiden kişiye değişebildiği ve "komik"le "rahatsız edici" arasındaki çizgi bazen incelebildiği için, video içeriklerde mizah sanıldığından daha çok özen gösterilmesi gereken bir öğe.

Mit 3- Kedi Koyarsanız Videonuz Viral Olur

Fazla açıklamaya gerek olmayan bir mit. Kedilerin video içerikleri viral hale getirdiğine dair bir veri yok.

Mit 4- Ünlü Kişiler Paylaşım Potansiyelini Artırır

Video içerikteki tekil öğeler, (yani kediler, ünlüler, bebekler, kullanılan müzik vb.) videonun çok paylaşılıp paylaşılmayacağını tek başına belirlemiyor. Tabi bu öğeler kullanılarak sosyal motivasyon ve duygusal tepki yaratılabilirse iş değişiyor.

Mit 5- Kullanıcılar İyi İçeriği Kendileri Bulur

Jones, bu mitin reklam sektöründe ciddi bir sorun olduğunu, reklam ajanslarının iyi video içerikler yaratmak için çok para harcadığını; ama bunu iyi sunmayı her zaman iyi beceremediklerini söylüyor. Burada mutlaka videomuzu görülebilecek mecralarda ve şekillerde sunmamız gerekiyor. İnternete her gün milyonlarca içerik yüklendiğini ve internet kullanıcılarının bunların hepsini izlemeye vakti olmadığını aklımızda bulundurmamız gerekiyor.

Mit 6- YouTube'da Görüntülenme Sayısı Başarının Ölçütüdür

Bu miti iki açıdan yıkabiliriz. Birincisi, YouTube internetteki bütün video görüntülemelerinin sadece %25.9'unu oluşturuyor. Ayrıca görüntülenme satın alınabilir bir şey ve bir videonun çok görüntülenmiş olması, o videonun paylaşılmak istenen veya çok paylaşılan bir içerik olduğu anlamına gelmiyor. Yüz milyonlarca defa izlenen bazı videoların sadece birkaç yüz bin defa paylaşıldığını söyleyen Jones, görüntülenme sayısının paylaşılırlık oranıyla doğru orantılı olmadığını söylüyor.

Jones, objektif bir ölçüm için görüntülenme sayısını paylaşım sayısına bölerek elde edebileceğimiz Paylaşım Oranını belirlememizi tavsiye ediyor.

Mit 7- Videoyu Önce Deneme Amaçlı Sunmak

Bir video içeriği 4-5 günlüğüne deneme amaçlı yayınlayıp, iyi tepki alınırsa bütçeyi artırmayı düşünmek, eğer hedefimiz videomuzun paylaşılmasıysa hiç akıllıca bir taktik değildir. Sosyal video içerikler, en çok yayımlandıktan sonraki ikinci günde paylaşılıyor ve insanlar yeni içeriği görüp, "Bir de bunu izleyelim" diyerek, yeni bir şey görmek için içeriğe yaklaşıyorlar. Eğer çok garantici bir yaklaşımımız olursa, bu ikinci gündeki izlenme oranı zirvesini kaçırırız.

Mit 8- Viral Video = Ticari Başarı

Bir markanın hazırladığı video içeriğin viral hale gelmesi, o marka için ticari gelir elde edileceği anlamına gelmez. Viral bir videonun aynı zamanda ticari bir kâra da dönüşmesi için "değerli virallik" (valuable virality) elde edilmesi gerekir. Bunun için de, paylaşılan içerik, hedef kitlesiyle bağlantılılık ve markanın imajını tamamlayıcı bir değerin bileşimi gerekiyor. Bizim markamızla hiç uyuşmayan, insanların markamızla bağdaştıramayıp kafasını karıştıran temalarla ve tarzda hazırladığımız video içeriklerin ticari getirisi olmayabiliyor.  

Arşiv

Etiketler